27 Mart 2010 Cumartesi

Hakkını alamayan albümler - I MACHINA


Bazı grupların, müzisyenlerin öyle albümleri vardır ki, ne kitleye yaranabilmiştir ne de müzik eleştirmenlerine. O albümler kimi zaman kendi fanlarını yaratır. Çok sevilen bazı grupların bazı albümleri sırf kendi çizgilerinde olmadığı için eleştirilebilir bile. Yıllardır kafamda süregelen bu tarz albümlerden bir tanesi Smashing Pumpkins'in Machina- the Machines of God albümü. 2000de çıkan albüm bence total olarak ele alındığında grubun en iyi albümüyken hem grubun kendisi için hem de o zamanki müzik piyasası için şanssız bir döneme denk geldiğinden çokça eleştirildi. Albüm o zamana kadar en az satan Pumpkins albümü olmakla kalmadı, eleştirmenlerce de hiç beğenilmedi. Adore farklı bir albüm olmasına rağmen bu kadar tepkiyle karşılanmamıştı çünkü fanlar için bir değişim ilk kıvılcımı gibi görülmüştü. O zaman için rock müzik nu-metal-post grunge çizgisinin patlamasının etkisi altındaydı. Grubun kendisi ise albüm kayıtlarının yarısında Adore da çalmayan rehabilitasyondan çıkmış Jimmy Chamberlin ve albüm yayınlanmakta iken grubu terkeden Darcy Wretzky ile kaydedilmişti. Bir nevi orjinal kadronun son kez topluca beraber olabildikleri veda albümüydü. Darcy ve James Iha huzursuzdular, Billy Corgan sapıtma evrelerindeydi. Ama gene de çıkan ürün ellerinden çıkanın "bence" en iyisiydi. Everlasting Gaze'le açılan albüm bu kadar yoğun distortiondan bu kadar duygusallık nasıl dedirtiyordu. İlk single olarak da seçilen şarkı Jonas Akerlund'un çektiği ve Melissa auf Der Maur'un ilk kez göründüğü havalı bir kliple belli bir miktar ilgiye mazhar olmuştu. Albümün geneli bir konsept albüm olarak tasarlanmıştı ve Corgan'ın duygusal dünyasıyla kendi egosunun yerine koyduğu ve (bundan dolayı da grup arkadaşlarını kaybettiği) grubunun hikayesini bir alter-ego (alter-band?) olarak anlatmaktaydı. Albümde boş şarkı yoktu diyebilirim. Belki Corgan'ın tam da olmaması gereken şeyi anlatmayı seçtiği 'Heavy Metal Machine' albüm içinde sırıtıyordu. 'Sacred and Profane', 'I of the Morning', 'This time', 'The Glass and the Ghost Children' ve kapanış şarkısı 'The Age of Innocence' gibi; grubun müzikal olarak tam da olması gerektiği yere gidebilecek bir olgunluğa sahip olabilecek şarkılar, kendi bünyelerinde o olgunluğu barındıramayan grup üyeleri ve değişimden o dönem için hoşlanmayacak kitle yüzünden boşa gitmiş oldu. Grup daha sonra dağılma sürecine girdi. Billy Corgan yıllar sonra 'Washington Post'a ilan verip grubumu istiyorum diye ağladı ve bok gibi albümler yapmaya başladı. Biraz ümit veren Zwan da ego kurbanı oldu. Sonuçta çok iyi bir grup çok iyi bir albümle fakat hiç de iyi olmayan bir şekilde veda etti. (Tekrar kurulan Pumpkins'i kaale almadığımı belirtmek isterim, tıpkı Alice in Chains gibi)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder